ABD Bedel İster



Birleşik Devletler yanıyor. Bazılarımız ettiğini bulduğunu, bazılarımız ise çöküşün başlangıcı olduğunu söylüyor. Doğrusunu söylemek gerekirse ben tam olarak bu ikisinin de olmadığını düşünüyorum. Her topluluğun bir ömrü vardır doğru, bir gün çökecek biliyorum ama benim ömrümün bunu göreceğini sanmıyorum. Şimdi gelelim, ABD’nin bu kaosunun gerçek gerekçesine.

*

Tarihi boyunca birçok badireler atlatan bir devletten bahsediyoruz. 1776 tarihinde kuruldu ancak kuruluşundan 100 yılı bile devirmeden 1861 yılında Başkan Lincoln zamanında Amerikan İç savaşını yaşadı. Ülke kuzey ve güney olarak ikiye bölünüp 4 yıl birbiriyle savaştı. Bu savaşın ana sebebi köleliğin kaldırılmasıydı. Toprak işiyle uğraşan güneyliler, asla köleliğin kaldırılmasını istemiyorlardı. Uçsuz bucaksız topraklarını kim işleyecek, hayvanlarını kim güdecekti. Ama güneyin isteği olmadı savaşı Kuzey kazandı ve 1865 yılında parçalanmış devlet tekrar bir araya getirilip yoluna devam etti. Bu sürecin en büyük mağduru, savaş bittikten üç gün sonra bir suikaste kurban giden zamanın başkanı Abraham Lincoln oldu.Adam köleliği kaldıracağım derken kendi canından oldu.

 *

 Kölelik kalkmıştı ancak hala siyah ile beyaz kadar ayrıydı insanlar. Aynı okullarda okuyamıyor, otobüslerde farklı kapılardan girip farklı yerlere oturuyorlardı. Hatta bu otobüste yer meselesinin patladığı bir olay yaşandı. 1955 yılında Rosa Parks isimli bir siyahi kadın, otobüse binip kendine ayrılan yere oturdu. Normal şartlarda bir beyaz otobüse bindiğinde yer yoksa siyahi birini kaldırıp yerine oturuyordu. Aynı şey Rosa’ dan da istendi ama yer vermek istemedi. Bu olay üzerine tutuklandı ve hapse atıldı. Sonrasında protestolar başladı ve siyahiler otobüse binmediler, her yere yürüyerek gitmeye başladılar. ABD Federal Mahkemesi, bu uygulamayı kaldırdı ve otobüslere siyahlar ve beyazlar eşit haklarla binmeye başladılar. Bu işten en mağdur olan Rosa Parks oldu. Haklar kazanılmıştı ancak bulunduğu şehirde sürekli taciz edildiğinden kuzeye göç etmek zorunda kalmıştı.

 *

 ABD’ de siyahiler bedel ödeyerek bazı şeyleri elde etmişlerdi. Tabi ki bedel ödemeden bir şeye sahip olmak mümkün olmayacaktı. Bugün dünyada kutlanan 1 Mayıs işçi bayramının kökü de ABD’ ye dayanıyordu. Tarihe “Haymarket olayı” olarak geçen, siyahi ve beyazların birlikte hareket ederek yarım milyon insanın katıldığı grev sonunda insanlar günlük 8 saatlik çalışma hakkını elde edip 1 Mayısın Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü olarak kutlanmasının önü açılmıştı. Tabi ki her olayda olduğu gibi bunun da bir bedeli oldu. Protestolar devam ederken 4 Mayıs tarihinde nereden geldiği belli olmayan bir bomba miting alanında patladı. Bu olayda 7 polis hayatını kaybetti, işçi ve sendika görevlisi 8 kişi yargılanmak üzere tutuklandı. Tutuklulardan bazıları ise idam edildi.

 *


 Daron Acemoğlu’ nun son kitabı Dar Koridor’ da belirttiği gibi, hem toplum hem de devlet güçlü olursa biz buna “Prangalanmış Leviathan” diyoruz ve bu durumda ABD, Birleşik Krallık gibi gelişmiş devletler ortaya çıkıyor. Çünkü hakkını arayan ve sorgulayan bir toplum devletin gelişmesine de katkı sağlar. Ancak devlet güçlü olur ve toplum sorgulamaz ise bu durumda Çin, Kuzey Kore gibi Despotik yapılı devletler ortaya çıkar. Yada toplum güçlü olup, devlet otoritesi zayıf olursa burada da Lübnan benzeri Namevcut devlet yapısı ortaya çıkar.

 *

 ABD bugün hem devlet nezdinde güçlü, hemde halk oldukça sorgulayıcı. İnsanlar sorgulamaktan ve gerekirse Devlet Başkanını eleştirmekten korkmuyor. Hakları gasp edildiğinde sokaklara dökülüp kitleler halinde hareket edebiliyorlar. Diyeceksiniz ki, bu eylemler Suriye’de de oluyor. Orada da insanlar sokağa çıkıp hakkını arıyor. Ancak Suriye’de devlet Despotik yapıda olduğu için gözünü kırpmadan insanların üzerine ateş açıp öldürebiliyor. En sonunda yapanın yanına kar kalıyor. ABD de bu kadar büyük olaylar olmasına rağmen, ne bombalanan halk ne de kurşuna dizilen topluluklar görürsünüz.

 *

 Bugünkü yaşanan olaylar da da siyahiler haklarını elde edecekler, bu kaostan galip çıkacaklardır. Birçok yer yağmalanacak, birçok yer yakılıp talan edilecek. Ama gün sonunda isteğini elde etmiş bir siyahi topluluk olacak. Tabi ki George Floyd canı ile bedelini ödedikten sonra.