Göçmenliğin Getirdiği Zenginlik



2018 Dünya Futbol turnuvasında hepimizin ilgisini çeken bir olay oldu. 23 kişilik Fransa milli takımı, 15 Afrika kökenli göçmen futbolcusu ile Dünya kupasını kazandı. Bu şekilde bakınca aslında göçmenliğin çok da kötü bir şey olmadığı görülüyor ancak her nedense haberlerde göçmenlerin sorunlarına şahit oluyoruz ve kötü izlenim aklımızda yer ediyor. Bu yazıyı okuduktan sonra aslında göçmenliğin dünyanın en büyük zenginliklerinden biri olduğuna kanaat getireceksiniz.

 Dünya üzerinde göçmenlerin yoğun olarak yaşadığı ülkelere bakalım; Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda, İngiltere, Almanya, Fransa, İsviçre ve Hollanda. Bu ülkelere göz attığımızda aklımıza ilk gelen şey zenginlik ve refahlık oluyor. Sadece Amerika Birleşik Devletlerinde bile, yaklaşık 47 milyon yabancı ülke doğumlu insan yaşamaktadır. Bu insanların getirdiği zenginlik ABD’ nin süper güç olmasını sağlıyor. Eğer Fortune 500 içindeki şirketleri incelersek, 216 tanesinin göçmenler tarafından kurulduğunu görmekteyiz ve bu şirketlerin %45’ ini yüksek teknoloji olarak adlandırdığımız inovasyon temelli işler oluşturmaktadır(1). Apple ,Google ,Amazon ,Facebook ,Oracle ,IBM ,Uber ,Airbnb ,Yahoo ,Intel ,EMC ,eBay ,SpaceX ,VMWare ,AT&T ,Tesla ,NVIDIA ,Qualcomm ,Paypal ,ADP ,Reddit ,SlackHQ ,WeWork ,Stripe ,Cognizant ,Intuit(2) ve daha niceleri birinci ve ikinci jenerasyon göçmenler tarafından kurulmuştur. 

Biz Türkler de aslında birer göçmeniz. Orta Asya bozkırlarından kalkıp gelip Anadoluyu mesken edindik. Göç etmiş Anadolu Türkleri, Orta Asya Türklerine göre daha modern ve zengin bir hayat yaşamaktadırlar. Daha sonra bazı Türkler Avrupa’ ya göç ettiler. Özellikle Almanya, Fransa, Avusturya, Hollanda’yı ikinci yurtları olarak gördüler. Bu Avrupa ülkelerinde yaşayan Türkler ise Anadolu’ da yaşayanlara göre daha modern ve zengin bir hal almışlardır. Çocuklukluğumuzda yaz tatillerinde mahallemize gelen Almancılar hep imrenilen insanlar olmuşlardır. Hele birde Mercedes ile gelmişse. Çünkü bizden daha varlıklıydılar. Bazı Türkler ise Avrupa ile de yetinmedi; çok daha uzaklara Amerika’ ya ve Kanada’ ya göç ettiler. Amerika’ ya giden göçmen Türklerin içinden Mehmet Öz, Muhtar Kent, Ahmet Ertegün, Fahir Atakoğlu, Aziz Sancar, Selçuk Şirin ve daha birçok başarılı insan çıktı.Amerika’ da yaşayanlar ise Avrupalı Türklere göre çok daha başarılı ve zengin insanlardan oluşmaktadır. Muhtemelen bir gün Mars’a giden Türkler olursa, Amerika’dakilerini de geride bırakacak bir başarı ve zenginliğe sahip olabilirler.

 Suriyeli mülteciler yüzünden şuan ülkemizde de büyük sıkıntılar yaşanmaktadır. Bugünün mültecileri geleceğin göçmenleri olarak hayatlarına devam edecek gibi görülüyor. Aslında ülkemize gelen göçmenleri iyi değerlendirebilirsek, ilerleyen zamanlarda onlardan daha fazla verim elde edebiliriz. Göçmen olan insanlar, kaybedecek bir şeyleri olmadığı için daha atik ve girişimciliğe açık olabilmektedirler. Çoğunluğunu Suriyeli göçmenlerin oluşturduğu ülkemizde de bu insanlara yeterli eğitim olanaklarını sunabilirsek, belki 10-15 yıl sonra hem ülkemize hemde kendilerine beklediğimizden çok daha fazla zenginlik sunabilirler. Üzerimize düşen sadece bunun bilincinde olmamızdır.



Değişime Ket Vurma!



1445 yılında bir Alman kuyumcu dünyanın seyrini değiştirecek bir yeniliğe imza attı. Adı Johannes Gutenberg olan bu mucit, batının gücü eline almasına olanak sağlayacak, hareketli mekanik tipte matbaanın buluşunu yaptı. Onun zamanına kadar baskılar ya el yazması ile yada tahta kalıplar ile yapılmaktaydı. Geliştirdiği yenilik ile kitaplar, daha hızlı basılabilecek ve her kesime ulaşması sağlanacaktı.

 Roma ve Bizans imparatorluklarının şaşalı geçmişi, yerini Osmanlı imparatorluğunun egemenliğine bırakmıştı. Bu yenilik sayesinde Avrupa küllerinden yeniden doğabilecektir. Matbaa sayesinde bir çok kitap basılabilecek, basılı haritalar ve coğrafi bilgiler içeren kitaplar birçok denizcinin eline ulaşabilecekti. Avrupa bu sayede coğrafi keşifler yoluyla zengin Amerika topraklarının kaynaklarına ulaşabilecekti.

Avrupa'da matbaa o kadar yaygınlaştı ki; okuma yazma oranı kendi zamanının zirvesi sayılacak bir hal aldı. 1800’ lü yıllara gelindiğinde İngiltere de kadınlarda okuma yazma oranı % 40, erkeklerde ise % 60'dı. Bu okuma ve yazma seferberliği daha sonraları İngiltere’ de sanayi devriminin başlamasına sebep oldu. Artık Avrupa dümeni eline almıştı. Peki Osmanlı İmparatorluğunda durum nasıldı? II. Beyazıd, I. Selim gibi padişahlar tarafından ferman çıkartılarak matbaa ile Arapça baskı yapılması yasaklanmıştı. Matbaa ancak Osmanlı topraklarına 1727 yılında gelebilmişti. Avrupa'dan tam 282 yıl sonra. İbrahim Müteferrika matbaayı getirip kendisi ve ailesi ile birlikte 1800'lü yıllara kadar baskı yapmaya devam ettirseler de, sadece 24 kitap bastırabilmişlerdir. Çünkü her basılan kitap din ve hukuk alimleri tarafından izne tabi tutulmuştu. İzin verilmeyen kitapların basımı imkansızdı. Bu sonuçlar neticesinde 1800’lü yıllarda Osmanlı İmparatorluğu’nda okuma yazma oranı % 2-3 seviyesindeydi. Bu oran İstanbul dışında diğer eyaletler de içler acısıydı.

 Yıllar geçti, 2000'li yılların başından itibaren internetin yaygınlaşması ve teknolojide çığır açılması ile birlikte, gelişmekte olan ülkeler için bir fırsat doğdu. Bilgi teknolojileri konusunda sermaye gerektirmeden sadece yazılım yoluyla para kazanabilmekteydi. Bu şekilde birçok genç milyonlarca dolarlık şirketlerin sahibi oldu veya bir yazılımcı olarak firmalarda kendilerine yer buldular. Önümüzdeki 50 yıl içerisinde sahip olabileceğimiz mesleklerin sadece % 2 sini bilmekteyiz. Muhtemelen geriye kalan % 98'lik iş sahası internet, kodlama ve inovasyon tabanlı işler ile alakalı olacaktır. Şöyle ki ; aşağıda bulunan ve bu işleri yapan kişilerin aylık binlerce dolar kazandığı işler, 10 yıl öncesine kadar yoktu. Bu işler sadece en popüler olanlarıdır. Aslında her yıl adını bilmediğimiz onlarca yeni iş sahası ortaya çıkmaktadır.

 Son 10 yılda ortaya çıkan meslekler 

 1- Mobile app developer
2- Social media manager
3- Uber Driver
4- Cloud computing specialist
5- Driverless car engineer
6- Data scientist
7- Drone operator

Bilgi teknolojileri konusunda meslek hayatlarına yeni başlayacak, başlamış veya yıllardır çalışan arkadaşların bu kadar hızla devam eden gelişime ayak uydurmaları olmazsa olmazdır. Yeni meslekleri ve yeni teknolojileri sürekli takip edip, hayat boyu öğrenme prensibini hayatlarına sokmaları gerekmektedir. Yani, ben C sharp biliyorum ben Java biliyorum bu bana yeter diyorlarsa havalarını alırlar. Daha çok Data Science, Yapay Zeka, Derin Öğrenme ve Makine öğrenmesi, Endüstri 4.0 gibi konular üzerine çalışmalar yapılması, maaş ve kariyer anlamında ilgili olanları ileriye taşıyacaktır. Eğer bu kadar hızlı değişimi geç fark ederseniz ve hiçbir tepki veremezseniz, Osmanlı İmparatorluğu’ nun matbaa konusunda başına gelen sizin de başınıza gelecektir.

 Son olarak, kurumların bir çalışandan 2020 ve 2015 yılında beklediği özellikler görülüyor. 2020 ve sonrası kritik düşünce, problem çözme ve yaratıcılık gibi analitik düşünce gerektiren özellikler daha ön planda olacaktır. Bunları da gözden kaçırmamanızı öneririm.

2020 yılında gözde özellikler 2015 yılında gözde özelliker
1- Karmaşık problem çözme 1- Karmaşık problem çözme
2- Kritik düşünce 2- Başkalarıyla koordinasyon
3- Yaratıcılık 3- İnsan yönetimi
4- İnsan yönetimi 4- Kritik düşünce
5- Başkalarıyla koordinasyon 5- Müzakere
6- Duygusal zeka 6- Kalite kontrol
7-Karar ve karar verme 7- Hizmet yönelimi
8- Servis Oryantasyonu 8- Karar ve karar verme
9- Müzakere 9- Aktif dinleme
10- Bilişsel esneklik 10- Yaratıcılık