Gençlerin Yurtdışı Aşkı


10 yılı aşkın süredir bilgi teknolojileri işinde çalışmaktayım. Çalışma hayatımın ilk yıllarında, yurt dışında çalışıyor olmak bir lükstü ve genellikle yurtdışında üniversite veya yüksek lisans eğitimi görenlerin, eğitimleri sonrası yurtdışında çalıştıklarına şahit olurdum. Ancak bugün etrafımda azımsanmayacak kadar insan ya yurtdışına gitti ya da gitme planları yapmaktalar. 2017 yılının verilerine göre 114 bin kişinin yurtdışına göç ettiğini ve bunların büyük bir kısmının bilgi teknolojileri işinde çalışanlardan oluştuğunu bilmekteyiz. Peki, yurtdışını bu kadar cazip kılan şey bizde olan eksiklikler mi onlar da olan fazlalıklar mı? Bu kadar büyük orandaki beyin göçü engellenemez ise Türkiye için büyük sorunlar doğurabilir mi? Bu insanlar oralarda ne kadar kalacaklar? Bütün bu sorular cevaplanması gereken ve geleceğimizi ilgilendiren sorulardır.

Öncelikle sizi bu konuların ilk başladığı yere götürmek istiyorum.  Kölelik eski Mısır, Mezopotamya, Güney Amerika uygarlıkları, Roma, Çin, Hint ve Arap coğrafyasında toplumun kabullendiği bir gerçekti. Ancak o zamanlar kölelik büyük oranda yerel olarak yapılmaktaydı. Yani Mekke’deki bir Arap’ın satın alacağı köle Yemen veya Habeş topraklarından getirilmekteydi. Aynı şekilde bir Romalının sahip olacağı köle Akdeniz’e kıyısı olan Arap topraklarından gemilere bindirilip getiriliyordu. 15. Yüzyılda Avrupalı kâşiflerin Amerika kıtasını keşfetmesi ile kölelik yeni bir boyut kazandı. Artık batı insanı ihtiyacı olan köleyi Afrika’dan gemilere doldurarak, Atlantik’i geçerek Amerika kıtasına taşımaktaydı. Bu yolculuklar, köleler için aylarca süren ve eziyet dolu bir yolculuktu.

18. yüzyıla gelindiğinde ise bir kısım insanlar hala köleliğin devam etmesini isterken, bazıları bunun insanlık dışı bir uygulama olduğunu daha üst perdeden dillendirmeye başladı. Bu serzenişler ulusal ve uluslararası düzeyde çalışmaların başlamasına sebep oldu. Sonuç olarak, bir kişinin esarete tabi tutulmasının kanunlara aykırı olduğu hukukun genel ilkesi olarak kabul edildi. Artık kölelik bitmişti. Zenginler uçsuz bucaksız topraklarında tarım yapabilmek için köle yerine işçi tutmak zorunda bırakılmıştı. Bundan sonra kölelik değil ama köle gibi çalıştırılan işçilik insanoğlunun problemi olmaya başladı.

Tarihler ikinci dünya savaşının sonrasını gösterdiğinde, yaklaşık 60 milyon insan ölmüş, Avrupa bitmiş ve tükenmiş haldeydi. Özellikle Almanya, savaş sonrası yeniden ağaya kalkacağı adımı atması için insan gücüne ihtiyacı vardı. 1955’ten itibaren İtalya, Yunanistan ve Portekiz’den işçi alan Almanya, 1961 sonrası Türkiye’den de işçi almaya başladı. Bu işçiler Almanya’nın bugünkü gelişmiş ve zengin ülke olmasının temelini oluşturmuştu. Eğer kölelik kalkmasaydı Almanya bu ihtiyacını pekâlâ Afrika’dan getireceği köleler ile sağlayabilirdi.

Sadece Almanya değil İngiltere, Hindistan ve Pakistan’dan gelen işçilerle, Fransa ise Kuzey ve batı Afrika’dan gelen işçiler ile çalışan ihtiyacını karşıladı. Bu işçiler özellikle batı Avrupa ülkelerinin beden işçiliği ihtiyacını fazlasıyla karşılamıştı. Ancak 2000’li yıllara geldiğimizde Avrupa’da başka bir problem baş göstermeye başladı. Avrupa artık yaşlanmaya başlamıştı. Eğer bu şekilde devam ederse, 2050’li yıllarda 700 milyona ulaşacak Avrupa’nın yaklaşık %25’i 60 yaş üstü bireylerden oluşacaktı.

Önceleri, yaşlılık probleminin Avrupa’yı gelecekte çok büyük sıkıntılara sokacağını düşünüyordum. Çünkü ne kadar gelişmiş ülke olursanız olun, her zaman genç nüfusa ihtiyacınız vardır. Bu problemi kısa vadede halletmeleri de mümkün değildi. Bunun bilincinde olan Avrupa yeni bir yol haritası çizdi kendine. Artık genç ve yetişmiş eleman ihtiyacını dışarıdan seçerek alacaktı. Kendi ülkeleri demokratikti, gelişmişti ve insan hakları konusunda oldukça kapsayıcıydı! Bu argümanlar çok fazla işlerine yarayacaktı.

Bir Türk vatandaşının, ilkokul, ortaokul, lise ve üniversiteyi bitirip yetişmiş bir birey olduğunda, sağlık harcamaları da dâhil devlete maliyeti yaklaşık 500 bin TL civarındadır. Belki bu rakam, okuduğu okulun kalitesine ve ayrıca yüksek lisans okumasına göre daha da artmaktadır. Yaşlı ancak gelişmiş bir Avrupa ülkesindeki bir firma bu genci kendi ülkesine çekmek için 2000-3000 Euro vererek, devletin yapmış olduğu 500 bin TL’lik yatırımın çöpe gitmesine sebep olmaktadır. Sunduğu şey ise sadece demokratik ve insan haklarının olduğu bir ülkede yaşama fırsatıdır. Dikkat ederseniz gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan diğer ülkeleri en çok yerden yere vurdukları iki nokta vardır. Biri demokratik olmamaları, ikincisi ise insan haklarının yeterince sağlıklı işletilememesi. Çünkü bu söylem yaşlanmış Avrupa ülkeleri için bir çıkar kapısıdır. Önceleri gemilere doldurup köle olarak getirdikleri insanları 21. Yüzyılda getiremeyecekleri için farklı bir söyleme ihtiyaçları vardı.

Gençlerin çalışmak için yurtdışına çıkmalarını engellemek için Türkiye’deki büyük firmalara çok iş düşmektedir. Bir genç yurtdışına çalışmak için gitmek istediğinde bu gencin istekleri doğru şekilde analiz edilmelidir. Eğer haftanın 1 veya 2 günü evden çalışmak istiyorsa bunun için gerekli aksiyon alınmalıdır. Çalışma harici zaman geçireceği spor salonları, kafeteryaları ve keyif alacağı dinlenme anları oluşturulmalıdır. Daha çok kendi jenerasyonlarının dilinden anlayan yöneticilerle çalıştırılmalıdır. Onlara maaş, servis ve yemek hizmeti yanında başarılı olduklarında kendilerini değerli hissettirecek ödüller de verilmelidir. Bunları yapmak ve bu gençlerin içeride kalması bizlerin elinde. Giderse gitsin ben yenisini bulurum derseniz, elinizde kalifiye elemandan çok sıradan elemanların olduğu, firmanıza katma değer sunmayacak kişileri çalıştırmak zorunda kalacaksınız. Bugün devleti zarara sokan şey yarın firmanızı zarara sokacaktır.

Ücretsiz Akademik Yayın Siteleri


Dünyadaki yeniliklerden ve gelişmelerden kopmamak için akademik yayınları da takip etmek önemlidir. Bu yayınlarından bir çoğu ücretli olsa da ücretsiz olanları da ihtiyacımızı görmektedir. Aşağıda hem Türkçe hem de İngilizce akademik makale ve tezlere ulaşabileceğiniz web sitelerini bulabilirsiniz.

 https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/  Doktora ve Yüksek Lisans tezlere ulaşabileceğiniz YÖK sitesi – Dili İngilizce ve Türkçe

 http://arsiv.ulakbim.gov.tr/index Doktora ve Yüksek Lisans tezlere ulaşabileceğiniz TÜBİTAK sitesi – Dili İngilizce ve Türkçe

https://scholar.google.com.tr/ Google a ait makale arama sitesi - Dili İngilizce ve Türkçe

http://www.arxiv-sanity.com/ Makale sitesi – Dili İngilizce

 https://arxiv.org/ Cornell Üniversitesine ait makale sitesi - Dili İngilizce

https://www.sciencedirect.com/ Ücretli ve ücretsiz makalelerin birlikte bulunduğu site - Dili İngilizce

https://dl.acm.org/pubs.cfm Makale sitesi – Dili İngilizce

https://figshare.com/ Makale ve akademik sunumların bulunduğu site - Dili İngilizce

https://doaj.org/ Makale sitesi – Dili İngilizce

Ücretsiz Online Eğitim Siteleri


İnternette birçok ücretsiz eğitim platformları bulunuyor. En çok rağbet gören web sitelerini sizin için derledim. Çoğunun eğitim dili İngilizce olan bu web sitelerine aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.

å        https://freevideolectures.com/   Bilgisayar Mühendisliğine konu olan bir çok alanda video dersleri bulabileceğiniz bir site.

å       https://ocw.mit.edu/courses/audio-video-courses/   Dünyanın Teknoloji konusundaki en iyi üniversitesi Massachusetts Institute of Technology’ nin herkesin kullanımına açtığı online video sitesi.

å       https://www.edx.org/  Dünyadaki birçok üniversitenin sunmuş olduğu online derslerini bulabileceğiniz bir site.

å       http://www.cizgi-tagem.org/  TÜBİTAK destekli temel düzey bilgisayar eğitimlerini bulabileceğiniz bir site.

å       https://www.coursera.org/  Dünyadaki birçok üniversitenin sunmuş olduğu online derslerini bulabileceğiniz ücretsiz bir site. Aldığınız eğitimin sertifikasın almak isterseniz para ödemek zorundasınız.

å       https://www.khanacademy.org/ hem Türkçe hem İngilizce Bilgisayar bilimi dahil birçok fen bilimlerine ait konuları bulabileceğiniz bir site.

å       http://www.edupediaworld.com/#/home Kodlama da dahil birçok alandaki dersleri bulabileceğiniz bir site.